Fark Edilme İsteği (PBŞ13)
Bazen diyorum kendi kendime "Acaba bu yazdıklarımı hocalarıma okutsam mı?" diye. Nedenini ben de bilmiyorum tam olarak, belki de fark edilme isteğinden böyle şeyler düşünüyorumdur. Herkeste olan bir şey bu his. Ama ardından diyorum ki "Kim depresif bir ergenin günlüğünü okumak ister ki?". Doğruya doğru şimdi; depresifim, ölmek istiyorum ve ergenim. Bu da yazılarıma yansıyor haliyle. Kimseye de bu halimi göstermek istemiyorum, bir nevi kabuğuma çekilmek istiyorum. Kim ister ki zaten en korunmasız halinin insanlar tarafından görülmesini? Sadece aşıksan aşık olduğun kişinin fark etmesini istersin. O da bende yok şimdi. Kim aşık olur ki zaten bana? Çoğu şeyi hak etmediğimi düşünmem de cabası zaten. Öyle işte. Ondan dolayı bunları kimselere göstermeyeceğim büyük ihtimal. Bu blog benim kendi zihnimin bir oluşumu olarak kalacak, küçük bir proje misali. Sadece ben okuyacağım çünkü kimse bu blogu bilmeyecek. Aslında ablalardan yardım istemeyi falan düşünmedim değilim, sonuç olarak en az iki ablanın kendi websiteleri var ve blog yazıyorlar. Ama onları da çok tanımıyorum. Yani, daha doğrusu ben onları tanıyorum; onların çalışmalarına imreniyorum, özeniyorum ama onlar beni tanımıyorlar. Keşke tanısalar, keşke sohbetim olsa onlarla diyorum ama, nafile. Maalesef ki bir anda onlara yazabilmek için çok utangacım. Bir de beni yanlış anlarlar korkusu var. Ya beni sırf onlardan yararlanmak için yazıyor diye anlarlarsa? Sadece sohbet edebileceğim kişilerle tanışmak istiyorum. Alt dönemlerimi çok iyi tanıyorum ama üst dönemler… Ben onları biliyorum ama onlar beni bilmiyorlar. Bu da böyle kalacak sanırım şimdilik.
Comments
Post a Comment