Edebiyatçılar ve Depresiflikleri
“Acaba edebiyat hocaları bu yazma veya okuma işine hep depresif olduklarından mı başladı?” diyerek Aynur’un şizofren soruları bloguma girişimi yapıyorum. Çok uzatmadan konuya giriyorum; şöyleki benim hayatım son bir haftadır iyi, hoş. Çok kötü bir şey yaşanmadı doğruyu söylemek gerekirse, zaten haftanın çoğunluğunda evdeydim. Bununla beraber de farkettim ki yazamıyorum. Yine yazma yetimi kaybetmiş bulunmaktayım, zaten bazı yazılarımdan anlaşılır, daha depresif olunca daha iyi yazıyorum nedense. İşte düşünüyordum falan aklıma bu fikir geldi, gerçekten edebiyat hocaları depresif olduklarından mı böyle şeylerle ilgileniyorlar diye. Çünkü şimdiye kadar bana iki farklı edebiyat hocası girdi, ama onun dışında da birkaç tane daha tanıyorum ve çoğunda öyle bir hava var.
Şimdi diyebilirsiniz ki “Aynur efendi şizofren misin sen daha dokuzdayken sana nasıl iki tane edebiyat hocası girmiş olabiliyor?” diye. Hayır öncelikle, daha o kadar kafayı sanırım yemedim; hala sayı saymayı biliyorum. Öbür hocam zaten okul dışından, iki yaz tatilidir tanışıyoruz kendileriyle. Baya fantastik adamdır ama bir yandan da bana hep çok depresif gelmiştir. Adam biz ilk tanıştığımızda sanırım 23 yaşında falandı, şu anda da 24 olması lazım. Genç olmasına rağmen beş yıl falan öğretmenlik yapmıştı önceden. Bir de adam hakkında bildiğim bir şey varsa o da adam çok tüttürürdü. Hani tüttürsün çok da umrumdaydı ama her kırk dakikada bir de fazla be hocam sanki ya. Cidden adam otuzlarını görmeden ölecekti bu gidişle. Diyarbakır’dan geliyordu zaten, çok İngilizce’si falan da yoktu. Belki de benim edebiyat hocalarının İngilizce’sine karşı olan ön yargım o zaman başlamıştı, bilemem. Ama hala bana öyle gelir, çok da konuşamazlar diye. (Aslında şekil A ve İ’den de bunu görüyoruz ama her neyse.) Ortalama olarak iyi insandı ama dediğim gibi belki bu kadar tüttürmesinden belki de konuşmasından falan bana hep çok depresif gelirdi. Hala arada bir aklıma geldiğinden internette araştırırım onu da adamın isminde ünlü adam olduğundan hep o çıkar. Yazları bizim kursta çalışırdı, hatta kışları da çalışırdı ta ki bu kışa kadar. En son ayrılacağım diyordu. Ya cidden nasıl çarşı iznimin geldiği yıl çıkmayı becerdi ben de bilmiyorum. Belki de garezine yapıyordur. Bir de bende numarası da yok adamın. Olmasını ister miydim? Evet, tabii ki. Adam sonuçta kaç zaman hocalığımı yapmış biri. Hem baya bilgiliydi de.
Bu blog da full adam hakkında oldu ama neyse. Bende belki de hep bu adamdan kaynaklı bir depresif önyargısı vardır diyeceğim de şimdi bizim okuldaki çoğu edebiyat hocası da bekar. Bekarlıktan mıdır bu depresiflik bilemem. Zaten bizim edebiyatçıların sadece bir tanesi evli diye biliyorum helal olsun ona buradan. Zaten o da bana o kadar depresif gelmez. Yani evlilik mutluluk mu diye sormadan geçemeyeceğim. Bilemedim çünkü hiç denemedim👍🏻. Tabii şöyle bir soru daha var, şu an hem yazıyorlar hem depresifler tamam ama ilk yazmaya başlayıp da mı depresifleştiler yoksa ilk depresiflerdi de sonra yazmaya başladılar? Bu da artık farklı bir şizofren soru bloguma kalsın çünkü sonra konu kalmıyor yazacak. Hayatım iyi gidince yazamıyorum🤌🏻
Comments
Post a Comment