2025’in İlk Postu

 Öncelikle merhabalar! 2025'in ilk postuyla karşınızdayım. Dün rol model olarak aldığım ablaya yazdım ama hala geri dönüş alamadım :( Üzüldüm şimdi. Şöyle ki, artık Linkedin hesabım için yazıları yazma zamanının geldiğini düşündüğüm için o yazıları yazmaya başladım. Şimdi diyebilirsiniz ki "Aynur şaka mısın yarın din sınavın var ve hiçbir şey bilmiyorsun.". Evet, farkındayım ama yapacak bir şey yok. Hiç olmadı uyumayacağım yani. Ki öğle arasında falan da çalışabilirim çünkü sınav sekizinci ders. Artık sabah erken falan kalkıp onunla uğraşacağım yani. Bir de bu Linkedin işlerini sırf bilgisayarda yapabildiğim için ve zaten yatakhanede bilgisayarı açamadığım için çok da bir sorun olmaz. Her türlü yetişir yani (Umarım). Saat dörde kadar falan bununla uğraşırım ardından okula gitmek için hazırlanmam lazım. 

Ben bir de kafaya şu anda iş ve cv olaylarını takmış bulunmaktayım. Bir şekilde yaz için kendime intern yapabileceğim bir yer lazım. Normalde abimi falan ikna etmeye çalıştım beni almaları için işe ama abim bana bir portfolyo hazırlamamı söyledi. Çok ayıp. Gidip onu hazırlayacağım. İçine ne koysam diye düşünüyorum. Ai'la ilgili her türlü şeyi koyacağım, bir de İngilizce metin falan. Abime yazın sitelerini dizayn edebileceğimi ve kışın da İngilizce yazılarını yazabileceğimi söyledim. Hatta bülten diye bir kısımları var sitelerinde oraya bülten çıkarabileceğimi falan söyledim. Başka ne yapabilirim cidden bilmiyorum, ama bir şekil kendimi öne çıkarmam lazım. Yoksa bu gidişle, bu rekabetle işsiz kalacağım. Ve din sınavıma çalışmayacak olursam 60 alacağım.

Ayrıca ben buraya pdf yüklemek istiyordum, yüklenmiyormuş. Gidip onları Drive’a atacağım, hepsinin linkini kopyalayacağım ve ayrı ayrı paylaşacağım. Çok sıkıcı bir iş ama yapacak bir şey yok. 

Son olarak da yarın perşembe, bu demek oluyor ki öğle arasında bir yazımı edebiyat hocama gösterebilirim. Ama hangi konu hakkında göstersem emin değilim. Sığ İnsan’ı da gösterebilirim, yılbaşı hakkında bir şeyi de. 40 tane taslaklarımda olunca emin olamıyorum ne göstersem diye. Ona bakacağım şimdi, bulamazsam Sığ İnsan’ı okuturum, onun zaten RTÜK’ten geçmesine gerek yok. Umuyorum ki beğenir yoksa tüm güvenim yine yerle bir olacak. Şimdilik bu kadar, bir sonraki yazıda görüşürüz!