Değersizler (PBŞ14)
Kendime yeterince değer vermiyorum. Herkesi kendimden önceye koyuyorum. Ölmek istiyorum, ama ölemiyorum. Bu tıkılı olduğum dört duvar hayatta kalmaya zorluyor beni. Bunun sırf nedeni de "okulun adının kirlenmesi", veya "okula bağış getirmem". Benim gibiler olmasa nasıl dönecek zaten okul değil mi? Benim gibi başarılı "para kaynakları" olmasa? Sırf içerisinde yiyip içen ve barınan insanlardan oluşsa burası, kimse bağış yapmazdı, çalışmak istemezdi bünyesinde. Sırf zaten çalışanlar da bizim gibiler için hâla buradalar. Hâla küçük de olsa bir umut gördükleri için. Ama o da sönecek. Ne zaman, niçin olduğunu bilmiyorum ama çok yakında sönecek o parıltı da, o kıvılcım da. Ardından hiçbir farklılığımız kalmayacak normal bir devlet okulundan. O zaman göreceğim ben onları. O zaman anlayacaklar değerimizi. O zaman diyecekler "Keşke değer verseydik bize değer verenlere." diye. Ama o zaman iş işten geçmiş olacak. Ne ben kalacağım ortada, ne de benden öncekiler. Zaten biz burada olsaydık dönerdi anca okul, bizden sonrakilerin tek umursadığı şey aşk hayatları. Kalite falan da düşüyor artık her türlü, yani umurlarında olsa da olmasa da aynı şeye tekabül edecekti. Belki de kendi döngüsünde kendi kendini bitirmesi okulun herkes için en iyisidir. Sessiz sedasız başlanıldığı yere geri dönülür artık.
Comments
Post a Comment